Fare,Kedi,Aslan





Fare kendini kedi sanmış Aslan yakalamaya kalkmış
Güzel ! neden olmasın ?. daaaa nerden çıktı simdi bu Saçma sapan başlıklı bir konu  
Hiç öylesine bir konu  işte        ASLINDA KONUMUZ Dedikodu , Fitne , fesat 
Bir arkadaşımız internette derlemeler yapıyor, belli konular üzerine kaynaklar , bilgi bulgu , araştırma yazısı , yorum , deneme ne varsa topluyor.. Altına da Derlemedir. Yazıyor .. Örnek Nasreddin hocanın göle maya çalma hikayesi üzerine çalışıyor diyelim.  bir başkası çıkıyor  bu derlemeleri okuyor ve çöplükte lolipop bulmuş çocuklar gibi sevinerek. Bulduuum , buldum Evreka evreka diyerek hamamdan çıplak dışarı fırlıyor. Bu adam bu fıkrayı çalmış , aaaa hadi yaa  Allah Allah Kimden çalmış? , Nasreddin hocadan .. :) :)   Evet zaten Nasreddin hocanın fıkraları Sır gibi herkesten saklanıyor, hele birde internete düşmüş ise .. 008 Donsuz dedektif olma yolunda bir hayli ilerleme kaydeden bu zehir hafiyeler icin  Aklı başında kişiler ne düşünür. ? .  nedir problem ? Peki Bu tip davranışlar içinde olan kişilerin  bu şekilde davranmalarının bir ismi varmı ?  
Aşağılık Kompleksi nedir?
Aşağılık kompleksi, Bireysel Psikoloji ekolünün kurucusu Alfred Adler tarafından ortaya atılan ve kişinin bazı yönlerde kendini diğerlerinden aşağı hissetmesi neden olan karmaşadır.  Başkasının başarıları karşısında,aynı sorunlar konusunda başarısız olacağına inandığı için aşağılık duygusu hissetmektedir.
Bundan böyle toplumla temas etmekten çekinir. Üstelik böyle davrandığının pek farkında da değildir.  böyle bir şeydir.
Aşağılık Kompleksi.  Kendisi gibi etrafında olan kişilerde kendi komplekslerini terapi amaçlı bu kişi veya kişileri şişirir , öne sürer kendilerini o kişide bulurlar  ve grup terapisi , toplu tedavi baslar..   



Ne yaparlar peki bu kompleksli tipler.??? . Dedikodu , fitne , fesat yapacak baska bir seyleri yoktur . nedenmi ?  .
Evet Neden dedikodu yaparlar.. Dedim ya.. aşağlik kompeksi ve terapisi gereği , dedikodu fitne fesat , çekiştirme eğilimine yönelirler ve kendilerini rahat , komplekslerini  tatmin etmiş normal insan gibi hissederler.. örnek . birinin hayali ünlü bir ses sanatçısı olmak.. fakat sesi çok kötü , hiç yeteneği yok , eğitimsiz , yani ses sanatçısı olmasına imkan ve ihtimal yok .. sanal ortamda , gönderilerine ve eleştirilerine baktığınızda bu yeteneksiz , ucube sesli kişi . en iyi ses sanatçılarını , karalar, eleştirir , akli sıra dedikodu yapar.. örnekleri çoğaltırsak.. ve Pomaklara gelirsek …. Pomaklar için Güya bir şeyler yapmak isteyen  fakat bu konuda ne becerisi , ne bilgi birikimi , ne eğitimi , ne sosyal çevresi , ne yeteneği , ne tecrübesi ,  nede yeterli düşünme becerisi yoksa.. bu kişi veya kişiler ne yapacaktır.. Dedikodu , Fitne ,  fesat ..  Nitekim  Pomaklara hizmet eden kurum ve kuruluşlar ile gerçekten Pomaklar ve dernekleri için çalışan , is yapanlar ise sadece calisirlar. Bu Dedikodu makinelerine ehemmiyet verip önemsemez islerine bakarlar.  Yukarıdaki özelliklere sahip kişileri bir araya getirip ekipler kurarak uyumlu çalışmalar yaparlar ve kervanı yürütmeye devam ederler. . Aşaglik kompleksinin ileri aşamasında olan kisiler ise Bu is yapan, çalışan ,üreten , yetenekli , eğitimli , basarili dernekleri , başkanlarını yada çalışanları dedikodu , fitne fesat , çekiştirme karalama yolu ile egolarani komplekslerini tatmin edecek ve kendilerini normal insan gibi hissedeceklerdir ..  Diyeceksinizki Pomaklarda böyle kişiler varmı?.. Olmazmı var. Fakat neyseki çok değil.. bir kaç kişiler  ve bir takım Pomak ismi ile başlayan gruplar kurup , sürekli dedikodu , fitne fesat üretiyor , birbirlerinin gönderilerini beğenip dar grup terapisi yapıyorlar.. zaten bu kişiler yeterince afise olmuş adları dedikoducu , fitne fesatçı olarak deşifre olduğu içinde pek ortalıkta görünmezler..  birkaç örnek.
Bu kişileri , profilleri  yada grupları tanımıyorum kim olduklarını bilmiyorum . internetten bulduğum herhangi gerçek profil yada değil dedikodu , fitne fesat gönderilerine  örnek olarak gösteriyorum.


                                     Alttaki resimleri Tıklayıp büyütebilirsiniz.



Her toplumda dedikoduya dair, deyimler ve atasözleri zamanla türemiş.
Bizdekilerin bazıları şöyle.
Kedi uzanamadığı ciğere mundar dermiş
İt ürür, kervan yürür
Alma mazlumun ahını, çıkar aheste, aheste
Komşu komşunun, tavuğunu kaz görürmüş
Meyve veren ağaç taşlanır.
Asıl azmaz, bal kokmaz, kokarsa yağ kokar, aslı ayrandır.
Bana benden olur, her ne olursa, başım rahat olur, dilim durursa.


Bu atasözlerimizin sayısı oldukça fazladır.
Dedikoduyu ikiye bölerek yazarsak DEDİ-KODU- anlamı çıkıyor.
Şunu herkes iyi bilir ki, dedikodu yapmak, iyi bir şey değildir.
İnsanların zafiyet zayıflığı mı? Yoksa aşırı merakı mı?
Ya da adına kıskançlık mı diyelim, bütün bu malzemeleri bir araya getiripte, cadı kazanını fokur, fokur kaynatmak dersek, daha mantıklı olur. Dedikodunun Türkçe sözlük karşılığı: Bir kimseyi çekiştirmeye, kınamaya yönelik söylenti-Kulikal-demekmiş. Tabi ki insanın var, olduğu yerde dedikodunun olmaması, imkânsız gibi bir şey. İngilizce karşılığı Gossip''miş. İngiltere''de yapılan bir araştırmada erkeklerin kadınlardan daha fazla dedikodu yaptığı belgelenmiş. Erkekler kendi aralarında ama her konuda dedikodu yapmakta imişler. Kadınların dedikodu sıralamasında ilk sırayı hemcinsleri almış. Tabi bu sıralamada ki, puanları kaynana gelin çekişmesi arttırmıştır.  Bu kişiler hasta ruhlu ve psikolojisi bozuk kişilerdir.
Acaba bu kişilerin, yaptıkları dedikodu mu? Yoksa iftira atma mıdır?
İftira ile dedikodu aynı sepete konur mu? Ya da iftira ayrı bir şey ise, bir terazinin iki, her ikisini de ayrı, ayrı koyarak, tarttığımız zaman hangisi ağır gelir.
Tabii ki bu soruların cevapları kişilere göre değişir. Tarihte dedikodular yüzünden, savaşlar çıkmış ve dedikodu kılıçtan, ateşli silahlardan daha etkili olmuş.
Askerlerin arasında çıkarılan dedikodular, koca orduları tek kurşun atmadan, mağlup etmiş.
Bazı kişilerde kendilerini şu şekilde savunma ihtiyacı içinde buluyorlar.
Evet biliyorum, yaptığım kötü bir şey ama! Bu benim için bir terapi oluyor ve çok rahatlıyorum.  Dedikodu ittifakları kurulur, karşı tarafa toplu hücumlar yapılır.
burada ki amaç, otoriteyi elinde tutmaktır, bizim geleneğimizde düello olmadığı için, arkadan vurmak serbesttir. Belden alta kim iyi vuruyorsa, herkes ondan çekinir ve onunla iyi geçinmeye çalışır.
Aman! Beni sokmayan yılan bin yıl yaşasın, zihniyeti...Lafa çok önemli bir kaynaktan duydum!
Bana ismini sorma?
Söylemem, diye başlanır ve giden kişinin arkasından da hemen eklenir.
Bununda ağzında bakla ıslanmaz ya neyse... Kurumlarda çamur at, tutmazsa izi kalır, taktiği kısa alanda paslaşmalarla yapılır, dilin kemiği yoktur, felsefesi geçerlidir.
Herkes birbirinin ayağının altına, karpuz kabuğu, olmadı muz kabuğu, o da olmadı sabun kor.
Birisine kızınca, onun olmadığı ortamda, bir gün bu adamın, ağzını burnunu kıracam, sizde buna şahit olacaksınız, diye eklenir.
Bu söz çok erkeğin ağzında klasikleşmiştir, o gün bir türlü gelmez ve herkes birbirinin arkasından, saat başı, birbirlerin ağızlarını, burunlarını kırarlar.
Ortalık şekli bozulmuş, suratlardan geçilmez, neticesinde herkesin, göz zevki bozulur.
Birde yüzleştirme metotlarımız vardır.
Herkes kendisinden gayet emindir.
Getir kardeşim yüzleşelim, ben her zaman lafımın arkasındayım, yalnız şunu da iyi bil ki
....... diyeee uzaaarrr gider. dedikodular ..


ALINTI Cengiz Damar
http://www.hikayeler.net